Anasayfa Hakkımızda Kadromuz Vekaletname Çalışma Alanlarımız İçtihatlar Sorular & Cevaplar Kariyer İletişim

Yol Tarifi

İçtihatlar

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

 

 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 231. maddede düzenlenmiştir.

 

 Madde 231

(1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.

(2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.

(3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir.

(4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.

 (5) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl(2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

(6) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

 b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. (Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.

(7) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.

(8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/6/2014- 6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

 c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.

(9) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.

(10) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.)Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.

(11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.

(12) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.

(13) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.

(14) (Değişik: 23/1/2008 – 5728/562 md.) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.

 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur.  

 

 

İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

 

 

YARGITAY CEZA DAİRESİ 2
15.6.2011
E.2011/19218
K.2011/13215



Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtiraz


CMK.231/5-12, 271, 309 – TCK.62/1, 142/1-f, 168/1

Açıklanmayan ve hukuken varlık kazanmamış bulunan hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, itiraz yolu ile incelenmesi olanağı bulunmadığından;

Katılan vekilinin hükmün içeriğine yönelik itirazının kabulüne karar verilerek, hükümde vekalet ücreti ile ilgili düzeltme yapılması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.

DAVA ve KARAR:

Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık İbrahim K.`ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu`nun 142/1-f, 168/1., 62/1. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, katılan kendini vekille temsil ettirmiş ise de vekili duruşmalara katılmadığından 175,00.- Türk Lirası dilekçe ücretinin sanıktan tahsiliyle katılana verilmesine,

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair,



Keşan Asliye Ceza Mahkemesinin 27.7.2010 tarihli ve 2010/301-773 sayılı kararma yönelik itirazın kabulü ile

Keşan Asliye Ceza Mahkemesinin 27.7.2010 tarihli ve 2010/301-773 sayılı kararının 4 nolu bendinin “katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden 1.000,00.- Türk Lirası dilekçe ücretinin sanıktan tahsiliyle katılana verilmesine” şeklinde düzeltilmesine ilişkin, EDİRNE 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.9.2010 tarihli ve 2010/940 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 6.4.2011 gün ve 2011/3885-18109 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.5.2011 gün ve 2011/164662 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu:

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulması hâlinde, itiraz merciinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinin şartlarının olup olmadığını, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığını inceleyebileceği;

Mercii tarafından suçun sübutu, nitelendirilmesi gibi esasa ilişkin değerlendirme yapılamayacağı;

Açıklanmayan mahkumiyet hükmü içeriğindeki hukuka aykırılıkların denetlenemeyeceği, bu gibi hukuka aykırılıkların ancak davanın düşmesi kararı verildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması halinde temyiz kanun yolu ile incelenebileceği cihetle, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ KARARI:

Sanık hakkında Keşan Asliye Ceza Mahkemesi`nin, 27.7.2010 tarih, 2010/301-773 sayılı kararı ile elektrik hırsızlığı suçundan, 5271 sayılı CMK.’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, katılan vekilinin vekalet ücretine hükmolunmaması yönündeki itirazı üzerine,

Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi`nce, itirazının kabulü ile “karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.000.- TL. vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılana verilmesine,” şeklinde hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.

5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5. fıkrasında

“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.” şeklindeki düzenleme nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itiraza tabi bulunan bu karar yönünden, itiraz merciince ancak 5271 sayılı yasanın 231. maddesindeki koşulların bulunup bulunmadığına ilişkin sınırlı bir denetleme yapılabilecek, anılan maddenin 5. fıkrası uyarınca henüz varlık kazanmamış olan hükmün denetlenmesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 3.2.2009 gün ve 2009/4-13 Esas – 2009/12 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, anılan yasanın 231 ve 271. maddelerindeki düzenlemelere aykırı olacaktır.

Hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıklar ancak hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine konu olabilecektir.



Bu itibarla; açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmünün, hükmün açıklanması, düşme kararı verilmesi veya yeni bir mahkûmiyet hükmünün tesisinden sonra ancak temyiz incelemesine konu olabilmesi, temyiz yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde ise koşulları bulunduğu taktirde yasa yararına bozma yasa yolu ile incelenebilecek olması ve ancak bu aşamada hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıkların denetlenebilecek olması karşısında, açıklanmayan ve hukuken varlık kazanmamış bulunan hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, itiraz yolu ile incelenmesi olanağı bulunmadığından, katılan vekilinin hükmün içeriğine yönelik itirazının kabulüne karar verilerek, hükümde vekalet ücreti ile ilgili düzeltme yapılması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle,

SONUÇ: EDİRNE 1. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 24.9.2010 gün ve 2010/940 D. İş sayılı kararın, BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi

 

 

YARGITAY 2. Ceza Dairesi
E:2009/36259
K:2011/37793
T:27.10.2011


Hakaret
Karşılıklı Hakaret
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Gerekçenin Yasal ve Yeterli Olması


Özet


Hakaretin karşılıklı olduğuna dair sanık tarafından gösterilen tanıklar dinlendikten sonra 5237 sayılı TCK'nın 129. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilmelidir. Sabıkasız olan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan nesnel (objektif) koşul oluşmuştur. Katılanın herhangi bir tazminat istemi bulunmadığı gibi, dosyaya yansıyan, hakimin basit bir araştırmayla saptayabileceği bir zararının da belirlenemediği ve manevi zararın da nazara alınamayacağı gözetilerek öznel (sübjektif) koşulun oluşup oluşmadığı değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin hükmolunan ceza miktarı gerekçe gösterilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir.

5237 s. Yasa m. 125,129
5271 s. Yasa m. 231/6

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;


Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;


1-) Sanık tarafından hakaretin karşılıklı olduğuna dair gösterilen tanıklar Ayşe ve Ahmet dinlenilip sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 129. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,


Kabule göre de;


2-) Sanık hakkında, hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının olanaklı olduğu da gözetilerek, hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK'nın 231/6-a maddesinde gösterilen, "kasıtlı suçtan mahkum olmama" nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı Yasa'nın 231/6-c maddesinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat verici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zarar olduğu, manevi zararın bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, somut olayda katılanın tazminat istemi bulunmadığı gibi, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen suçtan doğan ve hakimin basit bir araştırma ile saptayabileceği herhangi bir maddi zararın belirlenmediği gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, "sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması" öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken "ceza miktarına" göre biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

3-) ıddianamenin kabulü kararı okunmadan duruşmaya başlanması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 191/1. maddesine aykırı davranılması,

4-) Sanığın cezasından zincirleme suç hükmü nedeniyle artırım yapılırken uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

T.C
YARGITAY
2. CEZA DAİRESİ
ESAS NO:2014/17942
KARAR NO:2015/22149
KARAR TARİHİ:02/12/2015
TEBLİĞNAME NO: 2 - 2013/95516
MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1.Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ: 08/02/2013
NUMARASI: 2010/101 (E) ve 2011/697 (K)
SUÇ : Hırsızlık




HAGB KARARI-- VERİLEN İCRA DİSİPLİN TAZYİK HAPSİ İÇİN AÇIKLANAMAZ.

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Sanık hakkında 5271 sayılı CMK.nun 231/11.maddesi gereğince verilen 20.10.2011 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, 29.11.2011 tarihinde kesinleşmesinden sonra denetim süresi içerisinde işlediği suçtan dolayı sanık hakkında önceki hükmün açıklanması için Şanlıurfa 1.İcra Ceza Mahkemesince ihbarda bulunulması üzerine duruşma açılarak;


Sanık hakkında denetim süresi içerisinde işlediği ileri sürülen suçtan yapılan yargılama sonucunda Şanlıurfa 1.İcra Ceza Mahkemesinin 09.11.2012 tarih ve 307-340 sayılı kararı ile 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği ve önceki hükmün açıklanması için ihbarda bulunulduğu anlaşılmakta ise de; İİK.344. maddesi gereğince sanığın 3 aya kadar tazyik hapsine karar verildiği ancak hapsin uygulanmasına başlandıktan sonra karar gereği yerine getirilir ve borç ödenirse sanığın tahliye edileceği hususu dikkate alınarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra sanık hakkında kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetine dair hüküm bulunmadığı ve hükmün açıklanması koşullarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,


Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 02/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.