İçtihatlar
- Kişinin sahipsiz sokak köpekleri tarafından saldırıya uğraması sonucu ısırılıp yaralanması ve kuduz tedavisi görmesi olayında idarenin hizmet kusuru vardır . Meydana gelen maddi ve manevi zararlardan İlçe belediyesi, büyükşehir belediyesi ve valilik müteselsilen sorumludur
- Sonradan yazıya çevrilmiş olsa bile sözlü emir ile arama yapılması mümkün değildir
- Kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen konut sağlamaya yanaşmayan ve eşini kendi ailesiyle yaşatan koca boşanma davasında kusurludur
- Açıklaması bulunmayan banka havalesi, borç ödemesi sayılır
- İşçi ulusal bayram-genel tatil günlerinde 1 saat dahi çalışsa tam yevmiyeye hak kazanır.
- Kişinin yiyeceği veya içeceğine uyku ilacı atılması "kasten yaralama" suçunu oluşturur
- işveren tarafından istifaya zorlanan veya kendi rızası olmadan istifa dilekçesi imzalatılan işçiye, işveren ihbar tazminatı ödemelidir
- Trafik kurallarını dikkate almayarak, yasak levhasına rağmen "U" dönüşü yaparak kazaya sebep olan sanık hakkında bilinçli taksir hükümleri uygulanır
- Israrla duruşmalara katılmak isteyen sanığın bizzat mahkeme huzurunda ve müdafii yardımından istifade ile savunmasının alınmaması, SEGBİS ile savunma yapmaya zorlanmak suretiyle yargılamaya devam edilmesi ve mahkumiyet kararı verilmesi hatalıdır
- Eşine eve dön ihtarı çeken taraf, eşin ihtar öncesi kusurlarını affetmiş veya en azından hoşgörüyle karşılamış sayılır. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar ise boşanma sebebi olamaz
- Sekiz yaş ve bu yaşın üzerinde olan çocukların görüşü alınmadan velayetin düzenlenmesi, değiştirilmesi veya kaldırılması mümkün değildir
- Adliyedeki kalem personeline "İşini yapmıyor karaktersiz herif" demek kaba söz kapsamında kaldığından hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir
- Murisin borcundan dolayı yapılan icra takibi kesinleşse dahi mirasçının mirası reddetmesi hacizleri kaldırır
- Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller şüpheli veya sanık aleyhine kullanılamasa da şüpheli veya sanık lehine kullanılabilir
- Avukat hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz
- Hafta tatilinde 10 dakika çalışması olsa dahi davacı o hafta tatili günü için ilave 1,5 günlük yevmiyeye hak kazanmış sayılmalıdır
- Ölen kişi çocuk olsa bile destekten yoksun kalma tazminatı istenebilir
- İşinden kendi isteğiyle ayrılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez
- Evi terk eden kadının ziynet eşyalarını yanında götürdüğü kabul edilir. aksini evi terk eden kadın ispatlamalıdır
- İkinci el araç satışı ile ilgili satıcının daha önceki ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olup satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunduğundan davacının sözleşmeden dönmesi haklı nedene dayanmaktadır
- Başvurucunun gerekçeli kararı tebliğden önce öğrenmesi durumunda bireysel başvuru süresi öğrenme tarihinden itibaren başlar
- İzni olmadan birine ait telefon numarasını başkasına vermek kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma şuçunu oluşturur
- Velayeti annede olan çocuğa, yeni kocanın soyadı verilemez
- İcra Taahhüdünde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
- ARABULUCULUK
- Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası
- Önalım (Şufa) Hakkı Davası
- Tacirin Basiretli İş Adamı Gibi Davranma Yükümlülüğü
- İşçilik Alacaklarında Kısmi Dava Ve Belirsiz Alacak Davası
- İşçilik Alacakları Hüküm Altına Alınırken Alacağın Net Mi Brüt Mü Olduğu Hükümde Açıkça Belirtilmelidir.
- Hizmet Tespiti Davası
- Cezanın Ertelenmesi
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
- Kıdem Ve İhbar Tazminatı
- Velayet & Velayetin Değiştirilmesi Davası
- Mal Rejimi & Katılma Alacağı Davası
- Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davası
- Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası
- Terk Nedeniyle Boşanma Davası
- Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası
- Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası
- Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası
- İbranameye Değer Verilerek Tazminat Taleplerinin Reddedilemeyeceği
- Eser Sözleşmesinde İspat Yükünün Yüklenicide Olması
- İşveren Vekilinin Yararlanamaması
- İşyerinde kavga halinde geçerli fesih durumu
- MİRASTA TENKİS
- SANIK YOKSUL İSE ONA AVUKATLIK ÜCRETİ YÜKLETİLEMEZ
Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası
Zina nedeniyle boşanma, Türk Medeni Kanunu 161. maddede düzenlenmiştir.
Madde 161
- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
- Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
- Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Evli bir erkek veya kadının, eşi dışında üçüncü bir kişiyle isteyerek cinsel ilişkiye girmesi, zina olarak tanımlanmaktadır. Zina hali, eşlerin sadakat yükümlülüğüne aykırı olduğundan diğer eşe boşanma davası açma hakkını verir. Zinadan söz edebilmek için cinsel münasebetin bilerek ve isteyerek yapılması gerekmekte yani kusur aranmaktadır. Eşlerin eşcinsel ilişkileri zina kapsamında olmayıp ancak Türk Medeni Kanunun 163. maddesi olan Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davasına konu edilebilir.
Zina sebebiyle açılan boşanma davasında hâkimin boşanmaya karar vermesi için zinanın bir defaya mahsus yapılması yeterlidir. Zinanın sonucunda evlilik birliğinin temelden sarsılması aranmaz. Zinadan söz edebilmek için evlenmenin geçerli olması gerekmemektedir. Aynı zamanda eşler, ayrılık kararı sonucunda ayrı yaşıyor olsalar bile, eşin dışında başka bir kimseyle cinsi münasebet zina sayılır.
Zina eylemi evlilik birliğinin taraflara yüklediği sadakat yükümlülüğünün ihlalidir. Yargıtay bu doğrultuda evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eş manevi tazminat talep edemeyeceği yönünde kararlar vermektedir. Yargıtay buna gerekçe olarak evlilik birliğinin tarafı olmayan ve dolayısıyla sadakat yükümlülüğü bulunmayan üçüncü kişinin eşler arasındaki evlilik sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklere uyma zorunluluğu bulunmamasını ve buna ilişkin olarak bu üçüncü kişinin, aldatılan eşe karşı manevi tazminat sorumluluğu ile ilgili olarak kanunlarımızda özel bir tazminat hükmü yer almamasını göstermektedir.
İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2005/832
KARAR NO. 2005/2668
KARAR TARİHİ. 23.2.2005
BOŞANMA ( Zina Sebebiyle – Kadının Açtığı Davadan Feragatından Sonra Davalı Kocanın Bir Başka Kadınla Düğün Yaparak Evlenip Birlikte Yaşadığı/Boşanma Koşullarının Oluştuğu )
ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA ( Koşulların Oluştuğu – Kadının Açtığı Davadan Feragatından Sonra Davalı Kocanın Bir Başka Kadınla Düğün Yaparak Evlenip Birlikte Yaşaması )
4721/m.161
ÖZET: Davacı kadının daha önce açtığı davadan feragatından sonra davalı kocanın bir başka kadınla düğün yaparak evlendiği ve onunla birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 161. madde koşulları oluşmuştur. Davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı tanıklarının beyanlarından, davacı kadının daha önce açtığı davadan feragatinden sonra davalı kocanın bir başka kadınla düğün yaparak evlendiği ve onunla birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 161. madde koşulları oluşmuştur. Davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
ESAS NO. 2000/2-1128
KARAR NO. 2000/1153
KARAR TARİHİ. 20.9.2000
BOŞANMA ( Affedilen olaya dayanılmaz)
TEDBİR NAFAKASI HAKKI
743/m.134,137,162/2
ÖZET : 1. Tanıkların sözünü ettiği hakaret olayından sonra taraflar barışıp birlikte Almanyaya gitmişler ve orada kalmışlardır.
Koca eşini affetmiş, geçen olayları hoşgörü ile karşılamıştır. Artık bu olaylar boşanmaya esas alınamaz.
2. Boşanma davası açılınca eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakları doğar. İstek olmasa bile dava süresince, davaya bakan hakim gerekli tedbirleri re'sen almak zorundadır.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; .... Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.9.1999 gün ve 1998/576 E. 1999/520K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.1.2000 gün ve 1999/13328 E.- 2000/225 K. sayılı ilamı;
( .... 1- Toplanan delillerden, tanıkların sözünü ettiği hakaret hadisesinden sonra tarafların barışıp birlikte Almanya'ya gittikleri ve orada uzunca bir süre birlikte kaldıkları anlaşılmaktadır. Gerçekten bu durum karşısında koca eşini affetmiş, geçen olayları hoşgörü ile karşılamıştır. Artık bu olaylar boşamaya esas alınamaz. Tanıklar Almanya'da oluşan bir olaydan da söz etmemişlerdir. Davanın reddi gerekirken, deliller yanlış değerlendirilerek boşamaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Boşanma davası açılmakla eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ( M.K. m. 162/2, 137). Kaldı ki istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden ( re'sen) alınması zorunludur. ( M.K. 137). O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, kadın ve yanındaki müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI :
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2014/16935
KARAR NO. 2014/17578
KARAR TARİHİ. 17.09.2014
KADININ ZİNA EYLEMİNE KARŞILIK KOCANIN DA NİŞANLANARAK GÜVEN SARSICI DAVRANIŞTA BULUNMASI -GÜVENİ SARSICI DAVRANIŞ VE ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA-HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI-BOŞANMAYA DAYALI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
4721/m. 163, 166, 174
ÖZET : Taraflar eşit kusurlu kabul edilip boşanmaya hükmedilmiştir.
Kadının zina eylemine karşılık; kocanın da nişanlanarak güven sarsıcı davranışta bulunması karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, bu sonuca ulaşılmasında kadının kusurunun kocaya oranla daha ziyade olduğunun kabulü gerekir. Davacı-davalı (koca)'nın da boşanmayı istemiş olması karşısında davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı (kadın)'ın daha fazla kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, koca yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 163. maddesine dayalı davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velayet ve iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise kocanın davası, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-)Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilip, boşanmaya hükmedilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-davacı (kadın)'ın zina eylemine karşılık; davacı-davalı (koca)'nın da nişanlanarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, bu sonuca ulaşılmasında davalı-davacı (kadın)'ın kusurunun davacı-davalı (koca)'ya oranla daha ziyade olduğunun kabulü gerekir. Davacı-davalı (koca)'nın da boşanmayı istemiş olması karşısında davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davası yönünden gerçekleşmiştir. Bu durum karşısında davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davası yönünden verilen boşanma hükmü de sonucu itibariyle doğru olup, boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilerek onanmasına (HUMK md. 438/son) karar vermek gerekmiş ve davalı-davacı (kadın)'ın tüm davacı-davalı (koca)'nın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-)Yukarıda açıklandığı üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı (kadın)'ın daha fazla kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174/1. ve 2. maddesi koşulları davacı-davalı (koca) yararına oluşmuştur. Bu duruma göre koca yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple maddi ve manevi tazminat yönünden davacı-davalı (koca) yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Aslıhan'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Mehmet'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 17.09.2014 tarihinde karar verildi.
T.C.
Y A R G I T A Y
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2015/26918
KARAR NO:2017/6688
KARAR NO:01.06.2017
DAVA TÜRÜ : Boşanma
TEMYİZ EDEN : Taraflar
BOŞANMA, EŞİNİN TELEFONUNA CASUS YAZILIM PROGRAMI YÜKLEYEREK DELİL ELDE ETMESİ HUKUKA AYKIRI DELİLDİR.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, reddedilen tazminatlar ile erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle,
evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı erkeğin eşinin telefonuna casus program yükleyerek ele geçirdiği ses kayıtları hukuka aykırı delil niteliğinde olup kusur belirlemesinde dikkate alınamaz ise de; tanık beyanları, telefon kayıtları ve fotoğraflar ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde zina eyleminin ispatlanmış olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01.06.2017